28 Haziran 2013 Cuma

DJ KAR TANESİ :)

Kar'alayan Unknown 8 Değerli Düşünce
Kar tanesi olarak size sadece bir kaç şarkı paylaşmak istedim. 

Malum taşınıyorum ve eşya toparlarken en iyi giden şey tam yorgunluk tavan yapmışken kapının çalınıp bir fincan çayla içeri arkadaşının girmesi vee bir de müzik.. :)

Bugün hoşuma giden şarkılardan bir mix yapmak istedim.. İyi dinlemeler.. :)

DAĞINIK YATAK- SILA


AHMET KAYA- YAKAMOZ


TARKAN- ŞIMARIK


KIRAÇ- YAŞAMAM ARTIK 



ÖZGÜN-TATİL


BU SON ŞARKI DA ODA ARKADAŞIM YEŞİLDEN BANA GELECEKMİŞ :)

ŞEVVAL SAM- KAZIM KOYUNCU KOYVERDUN GİTTİN BENİ


Herkese çook güzel bir akşam dilerim :)

26 Haziran 2013 Çarşamba

PİŞMANIM ÖLÜME KADAR-26

Kar'alayan Unknown 12 Değerli Düşünce



Sedef rüyasında bile Serhat’ın onu bırakıp gittiğini ıssız bir çölde yapayalnız kaldığını görüyordu…

“ Çok sevdim seni gitme… Yapma kıyma bana…”

“ Sen sadece açsın Sedef.. İlgiye.. Aşka.. Şefkate açsın.. Muhtaçsın… Senin dermanın bende değil…”


“ Neden geldin o zaman? Neden yaktın içimi? .. Neden tutuşturdun yüreğimi?...”

“ Sen bir hayale aldandın... Kandın aptalsın bana aldandın… Şimdi bunun ızdırabı seni yakacak.. Kendine iyi bak Sedef”


“ SERHAT !”

“ Efendim..”

“ Gitme…..”

“ Hoşça kal…”

“Gitme..Gitme..Gitme….GİTMEE..”

…..



“Sedef .. Hayatım.. Sedeff.. Canım uyan.. Canımm… Sedef’imm..”


Sedef sıçrayarak uyandı. …. Gördüğü kişi kocası olmamalıydı… 


Boş bakan gözleri Serhat’ı aradı.


Kocası her şeyin düzeldiğini zannederek yaşıyordu haftalardır. Sedef ona hiçbir şey belli etmese de rüyalarında her gün Serhat’ı görüyor ve onun gidişini sindiremiyordu. Ona ulaşamamak Sedef’i çileden çıkarıyordu. Ulaşsa belki bu kadar değerli olmayacaktı. Serhat’a elini uzatıp ona ulaşamıyordu..


“Sedef’im noldu kabus mu gördün?”


“Hıı? Şey..Evet canım kötü bir rüyaydı.”


“Korkma bitanem bak gitme diye sayıklıyordun ben hep seninleyim. Gitmiyorum hiçbir yere. Biz senle çok güzel günler göreceğiz canımıniçi..


Sedef’in başını göğsüne yaslayan kocasının sıcaklığı her zamankinden daha çok yakıyordu bedenini. Her gün biraz daha Serhat’a bağlanıyor kocasına ise sadece acıyordu. Bu kadar sevmesine rağmen karısının aklında başkasının olmasına kocası adına üzülüyordu ama deli gönlüne de güç yetiremiyordu.


Artık tek dert ortağı Nuray annesi olmuştu. Ona her şeyi anlatıyor, ardı arkası kesilmeyen rüyalardan bahsediyordu. Nuray her seferinde kocasını seçmesi gerektiğini söylese de Sedef onu dinlemiyordu. Kocasına karşı gülen ama içinden başkasına ait olduğunu hisseden bir kadını oynuyordu…


O gün yine Nuray annesinde otururken aklına Serhat geldi. Hayal alemine daldı. Düşündü.. Düşündü..


“ Bak işte kızım karıştırma kabına tüm malzemeleri koyduktan sonra yavaş yavaş unu ekleyeceksin, sakın birden dökme ha yavaş yavaş koy.. Ondan sonra..”

“Biliyor musun anne iki buçuk ay oldu.. O hala yok..”


“ Unu ekledikten sonra.. Hı? Ne dedin kızım?”


“ O diyorum.. Hala yok.. Gelmeyecek.. Boş bir hayalin peşinde amaçsızca koşuyorum”


“Bak kızım bu zamana kadar sana hep kocanı seçmen yönünde nasihat verdim ama sen umut olmasa da bu çocuğa bu kadar bağlandıysan var git bul onu. Madem o olmadan olmuyor sende onu bul ki her şey olsun. Kocana da yazık onu da kandırma.”


“Nuray anne kocama o kadar üzülüyorum ki ama kalbimde beni dinlemiyor. Gözlerim Serhat’ın bana bakışlarını istiyor kulaklarımsa tatlı sözlerini...”


“ Anladım kızım git bul sevdiğini…”


“ Bulacam anne onu bulup bunların hesabını soracam..”

Kar tanesi artık "Ev"li

Kar'alayan Unknown 16 Değerli Düşünce
Merhabalar efendim.. 
Bu yazımı aslında dün yazmak isterdim ama hem yorgunluktan hem de mutluluktan cümleleri toparlayamadım :) 

Başlıkta da görüldüğü üzere artık "ev"liyim... 

Bir süredir arkadaşlarımla eve çıkma kararı almıştık son senemiz için iyi bir yıl geçirmek adına, fakat Ankara'da ev kiralarının çok yüksek olması nedeniyle ev bulamıyorduk. Gerçekten tam da bunalmaya başlamıştık ki Allah bize bir yardım gönderdi. Evin yeri çok güzel Kızılay'ın dibinde ve kirası da çevreye göre çok ucuz.. Dairenin içi yeni yapılmış boyası badanası her şeyi tertemiz... Uzun ikna çabaları sonucunda ev sahibiyle anlaştık ve kiralamış olduk bugün kontrat yapıldı ve hatta eşyaların bir kısmı eve gitti bile... 

 Ayrıca aşağıdaki resim de evimizin manzarası.. Kocatepe Camii...



Ev arkadaşlarımdan biri blog aleminden birisi belki oda bu ev heyecanımızdan bahseder ve ikimizi birden takip eden varsa anlar. Onun dışında kendisini ifşa etmek istemiyorum :) 

Ev olayı dışında diğer bir mutluluğumda bölümümde son sınıfa geçmek oldu.. Bu sene çok tempolu geçecek sanırım hem tez yazacam hem de başa bela KPSS var.. Olsun napalım başa gelen çekilir :)

Esen kalın efendim diğer yazımızda görüşmek üzere..

Bu arada bir duyurum var.. Belli nedenlerden dolayı yarım bıraktığım hikayem PİŞMANIM ÖLÜME KADAR a devam edecegim.. Kısa zamanda yeni bölümü yayınlıyorum..:)




16 Haziran 2013 Pazar

KUTLU OLSUN SEVDIGIM...

Kar'alayan Unknown 12 Değerli Düşünce

Selamlar hürmetler efendim... :)

Bugünlerde çok güzel şeyler yaşıyorum. Aslında çok yoğun bir dönemimdeyim ama nedense üzerimde inanılması güç anlamsız bir rahatlık var artık hayırlısı...

güzel şeyleri sıralayıp sonra en özel şeyi anlatacam... 

Geleceğimle ilgili kararlar almaya başladığım günlerin ilk aşamalarındayım. birincisi KPSS için dershaneye kaydoldum hemde hiç aklımda yokken oldu bitti. Kazanmamda sıkıntı yok ama istediğim yer olsun diye uğraşacam bundan sonra.. İkincisi yüksek lisans yapmaya karar verdim verecem yani o aşamadayım. ne tamam artık kesin yapacam diyebiliyorum ne de yok istemiyorum diyebiliyorum. üçüncüsü uzun zamandır çare bulamadığım bir derdime çare buldum ve çok memnunum bu durumdan. Bu durum gizlidir söyleyemem :) 


Eveeettt en özeline geleliimm. bugün 16.06.2013 saat 01:47... Benim için özel olan gün 15.06.2013 ama ben henüz yatmadığım için bu postu yazmamda sıkıntı yok bence :))

Sene 2011.. Aylardan Şubat...İki kırık kalp... İki değerli yürek oturmuş dertleşiyormuş...İkisininde derdi aynıymış...Kıymetinin bilinmemesi... Bu dert onların normalde olduğundan daha yakın olmalarını sağlamış.. Birbirlerine bir şeyler anlatırken göz göze gelmek onlarda arkadaşlıktan öteye gitmeye başlamış...Aynı derde devayı birbirlerinde bulmuşlar...

Önceleri utanıp diyemeseler de bir zaman sonra erkek kıza açılmış..Kızın kabul etmemesi için çok büyük bir sebebi varmış ve erkek de bunu biliyormuş. 

Kıza söylediği tek bir söz kızı tüm soru işaretlerinden sıyırıp kurtarmış " Ben korkmuyorum sende korkma" kız bunu duyunca zaten zor bastırdığı duygularını tamamen ortaya çıkarmış. Herkesten gizli bir ilişkiye başlamışlar... 

Bir ay sonra her şey ortaya çıktığında kıyametler kopmuş ama bu kıyamet onların bağlılık nişanı olmuş. Her şey o günden sonra daha da iyiye gitmeye başlamış ikisinin de hayatındaki çürük elmalar seçilip layık olduğu yere gitmişler. haftalar ayları, aylar yılları kovalamış.. Bugün 28 ayı beraber ve mutlu bir şekilde dolu dolu geçirmenin tadını çıkarmışlar... 

Bugün olduğu gibi hep mesafe varmış aralarında bedenen.. ama ruhları yan yanaymış... Bugün erkek Trabzon'da sahilde gitar eşliğinde içeceğini yudumlarken kız da Ankara'da iki gün sonraki sınavını düşünüyormuş.. Kızın moralini yükseltmek için erkekten bir mesaj gelmiş...

"Sahile vuran Karadenizin hırçın dalgası gibi seviyorum Seni 

 bir an bile durulmadan"

Ve bu dünyalara bedelmiş... 


12 Haziran 2013 Çarşamba

Dikkat Bu Bir Tepki Yazısıdır..! Küfür ve kahkahaya sebep olabilir ! Uygunsuz Sadece ve Sadece Bir Kelime İçerir !

Kar'alayan Unknown 10 Değerli Düşünce

Bir ev ilanı verdikten sonra gelen mesaj...

" merhaba ev buldun mu ?"

"hayır"

"ya bende temmuzda geleceğim tayinim çıktı ama hiç bir yeri bilmiyorum Ankara'da ne yapacam ne edecem bilmyorum senin mesajını görünce arayım dedim yani mesaj çekeyim dedim ikinci el eşya sitesinde"

"Ee benlik olan durum ne onu anlamadım"

"ya ne bileyim senin psikoloji okuduğunu gördüm içimi dökeyim dedim o koskoca şehir beni korkutuyor da"

"Alısırşınz bir sey olmaz"

"korkuyorummmm... 5 yıldır Diyarbakırdaydım ve Ankara korkutuyor beni..."

"Size bu konuda bir yardımda bulunamam kusura bakmayın"

"ya tut kolumdan gezdir demiyorum ki... maksadım muhabbet valla"

"Ama ben muhabbet edecek biri aramıyorum oraya sadece ev amaclı yazdım onun dısında konuŞmayi uygun bulmuyorum"

"bu cümleyi senden duymak mantıklı ki bu konuşma ısrarımda artırıcı etken olur emin ol. herkesle konuşmaman güzel yani uygun bulmaman. kolay elde edilen şeylerin kıymeti bilinmezmiş... kolay değilsiniz"

"Imkansızım.Bence baska bir seyle ugrasmalısınz. Benimle degil"

"hedef şaşırtma yöntemin iyi değil bence..."

Bu konuşmanın sonu ne mi oldu?  Tabii ki bu kişi engellendi:) 

İnsanlar ne kadar garip onu istemediğinizi açıkça söyleseniz 

zor kadın oluyorsunuz hemen muhabbete girseniz 

kaşarsınız... Ortası yokmu bunun? 

-YOK !

4 Haziran 2013 Salı

#BUBLOGDADIRENISVAR

Kar'alayan Unknown 4 Değerli Düşünce



Evet Kızılay bundan bir hafta öncesine kadar bu resimdeki gibiydi...

Ama şimdi Ankara'da son durum şöyle.. 


Her sabah bir gaz bulutunun ardından "dayanın güzel günler yakın" dercesine doğan bir güneş..

Güneşe aldanma dercesine bir soğuk rüzgar, ama güneşe dayanamayıp öğle saatlerine doğru ısınan bir hava..

"Yine mi sabah oldu?" dercesine derin bir "off"la uyanan, İşe yada okula gitmek için Kızılay'a gitmek zorunda kalan ve gittiğinde de biber ve portakal gazına maruz kalan zavallı insanlar...

Bazı okullarda direnişe destek amaçlı gruplaşan ve dersleri, sınavları ekip Kızılaydaki yardıma ihtiyacı olanlara koşan öğrenci grupları...

Ankara'da okuyan çocuğunun eylem alanında olup olmadığını kontrol amaçlı her saat başı arayan endişeli anne ve babalar...

Birileri bu yolda canlarını bile kaybederken onların ardından "ohh iyi olmuş" diyen bir kısım vicdan yoksunu insanlar..

Sokaktaki gözleri ve boğazı yakan gazdan etkilenen ama çaresizce kenarlara yatmış sokak hayvanları...

Biber gazına artık bağışıklık kazanan hatta dalgasını geçen ergen ve kanı deli akan gençler...

Günün nasıl geçtiğini anlamadan kendilerini evlerine, yurtlarına atan yorgun ama saat 22:00da tekrar sokağa dökülen ellerine ne geçerse ses çıkaran bayrak sallayan Marş okuyan coşkulu bir kalabalık...

Siyasi görüşleri nedeniyle bu kalabalığa gereksiz diyen ama sesini İstiklal Marşının yanında daha fazla çıkaramayan bir takım insanlar...

Gece 00:00 da balkondan, terastan, sokaktan tekrar İstiklal Marşıyla günü bitiren bir Ankara...





1 Haziran 2013 Cumartesi

YORUMSUZ

Kar'alayan Unknown 2 Değerli Düşünce

Şuan İçimde büyük bir öfke birikmesi yaşarken bunu en sağlıklı şekilde dışarı atmak için çare arıyorum. İnsanlar iki adım ötede Gözlerini, kulaklarını ve hatta canlarını kaybederken ben burada oturmayı kendime yediremiyorum. 

Kendimi o kadar zor tutuyorum ki Güvenparktaki eyleme katılmamak için. Biliyorum ki orada toplanılsa da büyük güçlerin dediği olacak. onlar sağlıklı bir şekilde köşklerinde otururken ben meydanda hayatımı da kaybetsem bir fayda etmeyecek. 

Dün geceden beri Ankara'da da biber gazı bombaları havada uçuşuyor. Yurdum eylem yapılan yere çok uzak olmasına rağmen odanın içinde bil gözlerim yanıyor. Bir ağaç diye başladı kaç evin ocağı söndü. O ölenlerinde annesi babası var yazık günah bu ne şiddet birikimiymiş böyle ?


 Şuan içimi parça parça eden şeylerden biri de kardeşimin olaylardan habersiz bir şekilde Ankaraya gelmesi ve şuan Kızılayda olaylar arasında olması. Yanına gitsem gidemiyorum kalsam kalmak daha zor. 

Allah yardımlarını üstümüzden eksik etmesin hepimizi korusun...
 

KAR TANESİ Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review