31 Aralık 2012 Pazartesi

20-13 ...

Kar'alayan Unknown 5 Değerli Düşünce
 
ALLAH HERKESİN AKLINDAN GEÇENLERİN HAYIRLILARINI ALNINA YAZSIN.. :)

29 Aralık 2012 Cumartesi

üflenmiş tozlar-2

Kar'alayan Unknown 12 Değerli Düşünce


Şuan televizyon izlerken bilgisayarımla uğraşıyordum. şarj bitme sinyali geldikten sonra tam fişe takıyordum ki bir anda pirizden bir kıvılcım çıktı. kocaman bir çığlıkla fişi attım elimden. Şimdi diyeceksiniz ki neden bu kadar büyük bir çığlık attın? Sebebi için bakınız aşağıdaki hatıram...

"Yaşım 13 bilemedin 14...
Bizim zamanımızda apartman çocukları olarak hemen hemen aynı yaş olanlar sokakta oynardık. Şimdi ki gibi bilgisayar, tablet başında değildik. 

Her neyse yine bir haziran günü yaklaşık 20 çocuk akşam hava biraz serinlediğinde oyun oynamak için sözleşmiştik. saklambaç oynayacaktık... Akşam oldu herkes çıktı dışarı başladık oyuna. Bu arada apartmanın dışında da bir lamba vardı. O lamba birden söndü. Sokak lambası da söndü sanırım elektrik gitmişti. Aradan biraz zaman geçti tabii o kadar karanlık olmuştu ki herkes saklandığı yerden korkup teker teker çıkmaya başlamıştı... 
Biraz bekledik sokak lambası yandı ama apartmanın lambası yanmamıştı... Benim dahiyane fikrimle aydınlandı ortalık :)  Suyun kaldırma kuvvetini bulmuş gibi bağırdım. " Acaba şalter mi attı? " Ufak olmamın da verdiği hızlılıkla hemen demir kapının üstüne çıkarak apartmanın içindeki elektrik sayaçlarının vs. olduğu kapakları açtım.. 

Bu arada benim hesaba katmadığım bir şey varmış ki o da benim açtığım kapakta kaçak varmış. Bir anda akıma kapıldım. Buradan sonrasını ben hatırlamıyorum çevremdekilerin anlatmasıyla aktaracağım... Akıma kapıldıktan sonra demir kapınında etkisiyle akım beni geri fırlatmış. Yere 5 ile 10 kez arasında çarparak akımdan kurtulmuşum...Sonra baygın halde yerde kalmışım.. Bir de ben bu şekilde şeyler yaşarken diğer çocukların telaş ve korkusunu tahmin edin..Koşuşmalar bağrışmalar ağlamalar vs. bu çığlıkların apartmanda yankılanmasıyla tüm komşular aşağı inmiş. Ben hala baygınım.. Aaa bir de ertesi gün sabahtan tatile gidecektik. Hava güzeldi annem ve babam kısa bir yürüyüş yapmak istediler.  

Bütün bu olaylar yaşanırken onlar masum ve romantik bir yürüyüşteler :)

Her neyse aradan bayaa zaman geçmiş ben yavaş yavaş ayıkırken bana şekerli su içirmeye çalıştıklarını hatırlıyorum.. 
Bir süre sonra kendime gelip aynen şunları demişim " Annem ve babam eve gelmişlerse kızarlar ben gideyim artık." olanların farkında değildim sanırım. Koşarak eve gitmişim. Evde otururken komşumuz aradı. Hazırlan hastaneye gidelim dedi ben ne tam kendimdeydim ne de baygındım. 
Bir baktım onların arabasındayım. Gittik hemen ACİL SERVİS'e benim durumumla ilgili bilgi istediler ben konuşamadım çünkü hatırlamıyorum bile.. Komşumuz hemen anlattı. bana bir sürü tetkik yapıldı.. 3 kere kan aldılar. 2 kere kalp ritmimi ölçtüler... Ben buraları yine hayal meyal hatırlıyorum uyandığımda yoğun bakımda cihazlara bağlıydım. 

Annem ve babam hala yoktu... Meğer babam, çok telaşlanacağı için söyleyememişler. Düştü kolu kırıldı bir şeyi yok demişler o yüzden çok ağırdan almış... Aradan biraz daha zaman geçti. benim bilicimi açmak için bana soru sorup duruyorlardı başımda bir sürü doktor ve asistan... 

Vee kapıda babam ve annem belirdi babama az önce söylemişler panikle girdi yoğun bakım ünitesine.. Ama benim gözlerim açıktı ve sorulara gülerek cevap veriyordum.. Öyle görünce sanırım rahatladı.. Geldi sarıldı.. Annem durumu en başından beri biliyormuş onu sakinleştirmek daha da zor oldu ama gecenin ilerleyen saatlerinde oda en sevdiğim gülümsemesini yüzüne bir parça kondurmuştu :)

 Ben hastanedeyken hemen usta çağırmışlar adamlar ölmediğime şaşırıp kalmışlar...Akımın kaç volt olduğunu duyduğumda bende çok şaşırdım yaşadığıma... "


Az önce pirizdeki ufacık kıvılcıma o kadar büyük çığlığın sebebi bu işte ben de o günden sonra bu korku olarak kaldı.. Bu arada kapıldığım akım 380 volt-muş...



28 Aralık 2012 Cuma

geciken mim :)

Kar'alayan Unknown 8 Değerli Düşünce
....uzun geçen bir haftanın ardından yeni bir mimle tekrar dönüşlerdeyim. O kadar yoğundum ki kimsenin yazılarını okuyamadım. Açıkçası özledim blogu :) bu yeni mim'i deeptonedan zorla çaldım ve asiruh hiç bir baskı altında kalmadan beni mimlemiş :)) ikisine de teşekkür ederimm çok tatlısınız :)

BLOGUMDA;

# GÖRMEK İSTEDİKLERİM
- Tek kelime bile olsa samimi bir yorum, hatalarımı yapıcı eleştiriler, kimseye hakaret içermeyen yorumlar, yorum yapmak istemeyen ama okuduklarımdan sıkılmayan takipçiler, mümkünse karşı cinse söylenmeyecek kelimeler içermeyen yorumlar, benim blogumu takibe alıp kendi blogu da varsa bana bildiren ve okumama sebep olan takipçileri çook seviyorum :) 

#GÖRMEK İSTEMEDİKLERİM
-Siyasi içerikli yorumlar, aşağılayıcı , gurur kırıcı sözler, kendi bir şeyler üretmeyen üreteni de beğenmeyenler, yorumlarda tartışmalar olmasın .....


NOT: Bu mim çok uzun zamandır var olduğu için herkes yapmıştır sanırım o yüzden kimseyi tekrar tekrar mimleyip uğraştırmıyorum . Zincir bende son bulsun HAYIRLI CUMALAR EFENDİM :)

24 Aralık 2012 Pazartesi

Kar'alayan Unknown 6 Değerli Düşünce
yakında bir hikayeyle geliyorum :)

19 Aralık 2012 Çarşamba

nasıl olmuş ?

Kar'alayan Unknown 16 Değerli Düşünce
evettt uzun uğraşlar sonucunda tasarımda değişikliğe gittim. AMA tam karar veremedim eskisi mi iyiydi bu mu lütfen yorumlarınızla beni aydınlatın...

MİNİ MİNİ MİMLER

Kar'alayan Unknown 12 Değerli Düşünce


Bitanecik melodram'ım mimlemişş beni hemde çok eğlenceli bir mim olmuş. Hepimizin en sevdiği şey İSTEMEK :) 2012 biterken biz de adetleri yerine getirip yeni yıl için kendimize plan program yapalım ve bol bol isteyelim :)

 Sevgili 2013 aşağıdaki liste senin için lütfen gelirken bana bunları getirir misin :)

* En başta ailem, kendim, arkadaşlarım, akrabaları, blog arkadaşlarım, takipçilerim, takip ettiklerim, sevenler, sevilmeyenler, sevipte kavuşamayanlar ve daha nicesi için bol booolll sağlık diliyorumm :)

* İkinci olarak da dünya parasız olmaz yeterli miktarda para istiyorum. asgari gelirin iki katı sanırım yeter aylık olarak fazlasına gerek yok ;)

* Okulumda 2 senedir zorlandığım hocanın dersinden AA ile geçmek istiyorumm.

* Diğer tüm derslerimden zevk almak istiyorum.

* Yazın ramazana denk gelmesine rağmen İZMİR 10. ULUSAL PDR KONGRESİne gitmek istiyorum.

* Sevdiğimle sevdiklerimle musmultu bir yıl istiyorum.

* Bu yıl güldüğümün iki katı gülmek istiyorum.

* Immm.. şey.. telefonumdan sıkıldım onu değiştirmek istiyorum.

* Web sitesi oluşturma işine derinlemesine girmek istiyorum.

* Şeker hamuruyla harikalar yaratmak istiyorum.

* Freud'un tüm kitaplarını okumak istiyorum. 

* Şeyy bide hasta olan anneannem ölmesin istiyorum :( 

* Bideee sizi burada mimlemek istiyorumm..:) 




17 Aralık 2012 Pazartesi

OKUYOM BEN :)

Kar'alayan Unknown 6 Değerli Düşünce


Önceden merak ederdim acaba yurt hayatı nasıldır diye. Lisedeyken yurtta kalan bir arkadaşım vardı. Anlatırdı ama kendimi hiç o hayata uygun bulmazdım.
 Ne de olsa ben el bebek gül bebek büyümüş. ne isterse babası almış ne derse annesi yapmış bir kızdım. Çekemem milletin derdini derdim hep. Gün geldi üniversiteye başladım. 
Acaba evde mi kalmak mantıklıydı yoksa yurt mu? 
Her ikisinde de ailemde uzakta olacaktım nasılsa ne fark ederdi ki? 

Bilemedim ama hakkımda hayırlısı oldu sanırım. Evde kalmaya başladım. Ev arkadaşlarımın ikisi tıp, biri beslenme ve diyetetik diğeri de  okul öncesi öğretmenliği öğrencisiydi. Çok şaşırtıcı bir şekilde evimizde hiç bir sıkıntı yaşamadan bitirdik ilk yılı.. Ardından ikinci yıla başladık. Her şey gayet güzelken birden bir şeyler olumsuz yönde ilerlemeye başladı.(annemin tabiriyle nazar değdi). Evde sıkıntılar yaşamaya başladık. Ve ortak alınan bir kararla dağıldık. Bizim dağılma kararımız tabii ki ikinci yılın sonunu bulmuştu. Gelmiştim üçüncü yıla. Artık alıştığım ev ortamı yoktu. Tamam şehre alışmıştım ama nereden bakarsan bak 4.466.756 kişinin yaşadığı koca bir şehir. Her yerini bilemezdim ya. Kendimi 3. yılın başında ilk yıl gibi hissettim. 
Yalnız içimi rahatlatan bir şey vardı ki oda lisede en yakın olduğum arkadaşlarımdan birisiyle aynı şehirde olmam. O 2 yıl boyunca yurt hayatına maruz kalmış ve artık neyin nasıl olması gerektiğini öğrenmiş biriydi. Bende tabir-i caizse yasladım sırtımı ona ohh :) Beraber onun geçen sene kaldığı yurda geldik ben ufak bir araştırmadan sonra burada kalmaya karar verdim. Aynı odada olmak istedik ve olduk. Lisede hatırlarım hep bunun hayalini kurardık. Hayalimize kavuşmamız gerçekten beklenmedik zamanda oldu. 
Burada kaldıkça anlıyorum yurt hayatının nasıl olduğunu bazen insan kendini yapayalnız çaresiz hissetse de çevresinde hep birileri var. Kalabalık içinde yalnızlık yaşamak için on numara mekan. Diğer yandan bakınca da sanki bir apartmanda yaşıyormuşcasına komşuluk hayatı var. Eline abur cuburunu alan, koridorlarda etrafa hunharca dağılmış pembe,kimisi ayıcıklı kimisi çiçekli pullu terliklerden atlaya atlaya  arkadaşlarının odasına yol alıyor. Bu terlik olayını ele alacak olursak bilindiği gibi kadınların en hassas noktalarından biri de ayakkabı ve terlik. Bir odada birden fazla kalan kişilerin kapısının önünü anlarım ama tek başına kalan kızlarında odasının kapısı ağzına kadar terlik ve ayakkabı dolu. Bu neyin habercisi? Hele birde her odanın dışında bir ayakkabılık ve bazı raflara üçer tane ayakkabı ölümüne sıkıştırılmış :) 
Karşı odada kalan kızın ayakkabı çiftleriyle bir hesap yapacak olursak dört kişilik bir odanın ayakkabılığında en az 40 çeşit olmalı :) .... ayrıca  yurtta kafanızı kapıdan uzattığınız anda  koridorda pijamalı saçı başı dağınık amaçsızca koşan kızlar görebilirsiniz. Bir odadan kahkahalar yükselirken, diğer odadan hıçkıra hıçkıra ağlama sesleri duyabilirsiniz. Televizyon sesi tüm yurdu inletirken tüm yurdun aynı anda yaptığı şeylerin başında yemek yemek ve muhteşem yüzyıl seyir saati gelir :) 
 Daha başka bir çok olay bireysel yaşanırken bazı mutluluklar ve hüzünler ortak yaşanır..
 Yurt başka bir dünyadır. 
Yurt candır. 
Yurt hayattır. Burada yaşadıklarımı hiç unutmayacağımdan eminim:) 



15 Aralık 2012 Cumartesi

Hey koca mim'li dünya :)

Kar'alayan Unknown 10 Değerli Düşünce

Meleğim beni mimlemişşşş.. Geç kaldım cevap vermekte ama şimdi sorduğu her soruya cevaplarımı sıralıyorum :)

Mantığın mı yoksa Duyguların mı ön plandadır
Aslında her zaman mantığımın ön planda olmasını istemişimdir ama çoğu hemcinsimde olduğu gibi benide de duygularım hareket ettirir. Bu bazen bana avantaj olarak döner fakat çoğu zaman "aptalca davrandım yine offf" dememin sebebidir.
-İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
insanların yaratılış gereği içinde bulunan az gözlü nefis onları doyumsuz yapıyor. hep bana hep bana mantığı nefsimizin asıl çalışma ilkesi. ama bir de şöyle düşünebiliriz? eğer nefis bu kadar ağır ve zor bir silahla yaklaşmasa nerede kalır bizim imtihanımız? imtihan sırrımız...
Çok para harcayıp keşke almasaydım yada harcamasaydım dediğin bir şey var mı?
Bu soru karşısında göğsümü gere gere "hayır yok" diyebilmek o kadar harika bir duygu ki anlatamam :)) Eğer bir şeye para verdiysem onun canını çıkarana kadar kullanırım. Yada kullanmayacağım şeye para vermem. bu da benim mikemmelliğim :) :)
Haklı olduğun bir konuda hakkını savunur musun yoksa susmak adalet mi dersin?
Kendimi çok yetersiz gördüğüm konuların başında da bu geliyor :( Aslında kimileri benim çok geveze ve cadı olduğumu düşünse de bazen yeri geliyor hakkım olanı bile savunamıyorum. "lanet olsun napıyım o da kalsın onlarda " diyebiliyorum..
Tok gözlü müsün yoksa herşeyim olsun diyenlerden misin?
Tam tok gözlü de değilim ama her şeyim olsun da istemem onun hesabını vermek var bi de :) eğer çok beğendiğim ilgimi çeken bir alanda seçenekleri tarıyorsam dayanamayıp uff hepsi benim olsun diyebiliyorum :)



 aaa.. bitmiş bilee çok az soru varmış yaa gözümde büyütmüşüm ben :) bu güzel mim için 
meleğime.. çoook teşekkür ederim işte benim mimlediklerim..

11 Aralık 2012 Salı

seçilmiş insanlara..

Kar'alayan Unknown 14 Değerli Düşünce

Avuçların cennet bahçemin şelalesi, yürüyorum huzurun doruklarında...

Rengarenk balonlar yağıyor gökyüzümden gözlerine..

Al sevdiğim yüreğin çağlayan gibi aksın... Aksın da kurumuş dudaklarıma deva bulsun.

Gör sevdiğim ben, beni bırakıp kapıldım kara sevda zindanlarına..

Her gün yeniden doğdum senin sabahlarına..

İflah olmaz yüreğim senden bir parçayı taşır gibi sen olmaya çalışır gibi..

Bırak artık izin ver sende bir ben doğsun, ben bedenimden vazgeçtim ruhum da senin olsun....

8 Aralık 2012 Cumartesi

Kar'alayan Unknown 2 Değerli Düşünce
özlenen dostlarla beraber olmakk harika :))

7 Aralık 2012 Cuma

En şizofren-2

Kar'alayan Unknown 4 Değerli Düşünce

Ben dersteyim okul tıklım tıklım.. Zamanında muhabbetim olan ama artık çok nadir konuştuğum bir arkadaşım bana sesleniyorr.
 " koşşş!" 
 " n'oldu?" diyorum.
"annenn" diyor ve koşuyor. Ardından bende koşuyorum hani olur ya  konuşmak istersin olmaz bağırmak istersin sesin çıkmaz koşmak istersin ama ayakların yerden kalkmaz. İşte aynen öyle koşuyorum...Koşmaya çalışıyorum.. Çok yüksek merdivenleri olan bir binada buluyorum kendimi annem çıkmış en yukarıya ağlıyor.. hıçkıra hıçkıra ağlıyor..

"durr!" diyorum "dur anne sakın yapma" ama ben daha lafımı bitirmeden annem, kokusuna kurban olduğum bedenini atıveriyor aşağıya. arkadaşıma bağırıyorum.
" tutsana ne bakıyosun tutt kurtar annemi" 
Yapamıyor. Annem şiddetli bir şekilde yere çarpıyor. Başında ağlıyorum "neden yaptın kim kıydı sana kim buna sebep oldu. neden annem nedenn??"
Sesi kısık bir halde bana bakıyor. Gülümsüyor.. Birden bir gürültüyle içeri sağlık ekibi giriyor. Annemi kollarımdan alıp sedyeye koyuyorlar. Götürüyorlar. Bende ardından bakıp "geleceğim annem bekle" diyorum. ama neden gitmiyorum bilmiyorum. Birden kendimi telefonda annemle konuşurken buluyorum. Hesap soruyorum.
"anne biz seninle neler yaşadık sen nasıl yaparsın bunu. beni nasıl yalnız bırakırsın. ölüm sana yakışmayan tek şey nolur gitme bırakma beni nolur annem. kim sana ne yaptıysa gel beraber alalım intikamını ama sen geri gel bırakma mavişini." ben konuşuyorum ama annemden ses yok.." anne.. anne duyuyor musun anne cevap versene annee" cevap yok.. annem yok artık yok.. nasıl yaptı bunu neden sebep nee??
 Arkadaşlarım kafam dağılsın diye beni bir yerler götürmeye çalışıyorlar. Gidiyorum ama nasıl dağılır ki kafa.. Hayatım dağılmış zaten kafam dağılsa ne dağılmasa ne..
Kardeşim geliyor. 
" abla hadi benimle gel" diyor.
 " yok bırak beni" 
"abla lütfen hadi".
"tamam ne var ne diyorsun"
Bir şey demiyor. Arabaya biniyoruz aklı o kadar uçmuş ki algılamada sorun yaşıyorum. Her yerde kediler var. Kedi benim hayatta en çok korktuğum şey. Hatta tek varlık. Bana bakışları zaten başımda olmayan aklımı hepten alıyor. Saçma saçma bağırmaya başlıyorum " gidin gelmeyin üstüme hayır hayır nolur bırakın beni"
Kardeşim arabayı o kadar hızlı sürüyor ki kendimden geçiyorum tamamen yaşadıklarımı kaldıramaz oluyorum.
Bir yerler geliyoruz ama tanımadığım dar sokaklar. Bilmediğim dükkanlar...Karşımda insanlardan çok hayvanlar var. Şehri istila etmiş ayılar, kaplanlar, maymunlar... İnsanların kafalarını koparıp koparıp fırlatıyorlar.
 "hadi" diyorum kardeşime "geri dönüyoruz çabuk hızlı oll".
Sokağın köşesini döner dönmez araba kayboluyor. Koşmaya saklanmaya çalışıyoruz ama ayılardan biri peşimize düşüyor. Deli gibi koşuyoruz. Kan ter içinde. Çıldırırcasına.. Kardeşim "duralım nasılsa ölecez yeter artık ölelim hadi" diyor. " Saçmalama koş durma zamanı değil gel buraya" diyorum. Ama duruyor ben de ablalık korumacılığıyla durup onun üstüne kapaklanıyorum yeter ki ona bir şey olmasın ben zaten ölmüşüm. 

Bakıyorum hayvanın gözlerine "korkmuyorum hadi" diyorum.
Tam pençesini yüzüme salladı ki orada kan ter içinde uyandım.. Hayırlara çıksın inşallah.. Ünlü bir kuramcıya göre rüyalar bilinçaltındaki imgelerin bilince çıkmasıyla oluşuyor. Sanırım bilinçaltım pek parlak mesajlar vermiyor bana..


ölen insanlığın ağıtı

Kar'alayan Unknown 11 Değerli Düşünce


Dün psikolojik danışma dersinde hoca konuyu işledikten sonra somutlaştırmak açısından bir kaç beste üzerinde inceleme yaptırdı.
 Bunlardan bir tanesi de..Latife Eraslan - Alinin Türküsü
Bu türkünün hikayesini dinlediğimde gerçekten çok etkilendim. Hocamız anlatana kadar ben bunu bir sevgilinin Ali'ye söylediğini sanmıştım fakat burada içe işleyen feryat bir anneden geliyormuş. Hikayesi.. Ali diye bir delikanlı varmış türküde de geçtiği gibi pek afilli fiyakalı bir delikanlıymış. Bir gün bu aliyi sokak başında tuzağa düşürmüşler. Mahallede herkes biliyormuş , herkesin bu pusudan haberi varmış fakat kimse ona söylememiş. Olacaklardan habersiz olan ali sokağa girince de onu vurmuşlar. Olduğu yerde hayatını kaybeden Ali'ye bir tek acılı annesi değil mahallenin kızları da ağıtlar yakmış. 
Belki de alinin ölümüne engel olmamaları onun havalı ve popüler duruşunu kıskanan diğer gençlerdi kim bilir. zaten bu alilerden her yerde bir sürü var herkesin içinde ama yalnız ölen...  



albüm tanıtımı

Kar'alayan Unknown 5 Değerli Düşünce

ooo kolomun yeni albümü çıktıı :) Şu hayatta beni rahatlatan çok az şeyden biri de sagopa ve koleranın şarkılarını dinlemektir. Bilmeyenler için kısa bir tanıtım yapayım. sagopa (gerçek adı yunus) ve kolera (gerçek adı esen) rap yapan dünyanın en uyumlu çiftlerinden biri. Karı-koca beraber sevenleri için albümler hazırlıyorlar.Türkiye'de baya çok takipçisi ve seveni var. Bunlardan biri de benim. Aslında gerçek hayatta tipime bakanlar bana rap dinlemeyi yakıştırmıyorlar. Yanlış anlaşılmasın rap kötü bir şey olduğundan değil ama çıtı pıtı hanım hanımcıksın slow, pop falan sana daha uygun dedikleri oluyor. Ruhum asi benim nereden bilecekler :) Koleranın son albümünde de her zaman ki gibi hem dini terimler geçiyor hem de içindeki isyankar kız açığa çıkıyor. Seviyorum ben bu kızı :) severek dinlemeniz dileğiyle ... 

İNDİRMEK İÇİN kolera2012-orda olmak.rar

itiraflarım-2

Kar'alayan Unknown 13 Değerli Düşünce

Yazmak artık öyle bir ihtiyacım oldu ki yazamadığım her gün daha çok kötü hissediyorum. 
Sanırım şuan duygusal boşalma zamanım geldi tutmayın beni. Bu yazının özelliği tek bir konu üzerine yoğunluklu değil her telden hissettiklerim olacak. Biraz başınızı ağrıtmaya çalışacağım müsadenizle...:)

 Çok sıkıntılı ve boğucu bir haftadan çıktım alışkanlıklarım olan her şeyden taviz verdim. Hevesle aldığım kitaplarımı bitiremedim. Takip ettiğim blogların yeni yazılarını okuyamadım. Her şeyden önce tek satır bile yazamadım elim gitti harflere ama olmadı ilham gelmeyince gelmedi işte. Cümlelerin kapısını açamadım çıkamadılar yüreğimden. her gün düzenli kahvaltımı yapamadım.

 Olmazsa olmazım bal yiyemedim. Geç yatıp erken kalktım. Gözlerim hep şiş dolaştım. kendime bakamadım bir haftada annemin tabiriyle kurudum kaldım. Bu satırları okuyan öğrencilik hayatını bilenler anlamıştır ki vize haftamdaydım. Okulun ilk yılları resmen yata yata geçmişim. Şuan kafamı kaşımaya vakit bulamıyorum. O kadar yıprattı ki 3 ay beni yaşlandırdı sağlığımı bozdu ama şikayet yok tabii kendim kaşındım :)
Seneler sonra bu zahmetli zamanlarımı gülerek özleyerek anlatacağıma emin olduğum için kendimi rahatlatıyorum. Zor bir haftaydı hep ders çalışarak geçirdim ama güzel sonlandı kötü geçmedi hiç biri de. Alnımın akıyla çıktım bu mücadeleden.

 Gelelim başka neler neler yaptım..Karakter olarak kinci biriyim. son seviyeye kadar kendime hakim olurum alttan alırım ama son damlayı koyup da bardağı taşıran kişiye cehennemi yaşatırım. Bir kere silince de biter artık ölse bile üzülmem. O derece yani. biliyorum kötü bir huy ama değiştirmeye çalıştığıma da emin olabilirsiniz :) Her neyse bir arkadaşım beni bu raddeye getirdi. Sildim bitti dediğim an da tekrar karşıma çıktı şu koca dünyada. Hatasının farkında olarak arkadaşlığımızı(kalmamış arkadaşlığımızı!) düzeltmek için tabir-i caizse şirinlikler yapmaya başladı. 
En sinirlendiğim şeylerden biri de budur.
 Eğer sen birine zamanında ağır konuştuysan tekrar dönüp yüzüne bakmayacaksın. Ya da tam tersi yüzüne bakacağın adama öyle konuşmayacaksın. Şirinliklerine karşı çok sinirlenip terslememe rağmen 2 gün önce olan doğum gününde kutlama mesajı atmazsam vicdanım beni rahatsız edecek gibi hissettim. Sevdiğimden değil sırf kendimi rahat hissetmek için yazdım iki satır. Bencilce davranmışım ama kalp artık sevmeyince olmuyor dürüst olmak gerek. Kaypaklık mümine yakışmaz. 
Hatalarla doluyuz işte.. Beşeriz şaşarız..
 Hayatımda önemli bir gelişmede 18 yıl yaşayıp sonra sonlandırdığım gözlük hayatıma tekrar dönüyorum.. Hayırlısı olsun bende böyle güzelim demek ki :) 
Ooo baya şişirdim kafanızı.. Ben kaçayım yavaş yavaş..
 Son olarak " ANNE SENİ ÇOK SEVİYORUM " :) 
Hayırlı geceler efendim yazımda uygunsuz bir şey varsa affedin uyarılarınızı dikkate alacağım :)

2 Aralık 2012 Pazar

BİR GÜNAYDIN YAZISI :)

Kar'alayan Unknown 6 Değerli Düşünce

Sen hiç rüyanda gördüğün şeyi uyandıktan hemen sonrada gördün mü?

Rüyada bir şeye kızdıktan sonra uyanınca aynı şeye sarılıp tekrar uyudun mu ? 

Aklın şaştı mı bu tezata... Sen hiç her şeyi unuttuğun bir an yaşadın mı ?

Uyumayı çok sevdiğin halde bir tatil sabahı erkenden uyanıp mutlu oldun mu ? 

Sevgiyle hazırlanmış bir kahvaltının ardından mucize günün devam etti mi ?

Sen hiç onun gözlerine bakıp "seni seviyorum" dedin mi? 

Sen hiç anneni bu kadar çok sevdin mi :)
 

KAR TANESİ Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review